28 Mart 2011 Pazartesi

uyuyamıyorum abi sendromu

uyuyamıyorum abi sendromu çok yaygın bir hastalıktır.
herkesin zaman zaman başındadır.
kimi zaman nasıl öküz gibi 20 saat uyuyorsak kimi zaman saatlerce uyuyamaz yatağımızda bir öyle bir böyle döneriz. bu hastalık günümüzde genç insanların dilinde sakızdır.
3e 4e kadar yatağında bir sağa bir sola dönüp en sonunda sızıp öğlen 2'ye kadar uyumak bir uyuyamıyorum abi ben sendromu değildir.
bu abi benim biyolojik saatim şeyoldu sendromudur. bu sendromun sebebi bilgisayardır canlarım. internettir. oyundur. zira bilinmelidir ki bilgisayar gerek gönderdiği ışınlar, gerek gönderdiği mesajlar olaraktan inanılmaz bir uyarıcıdır. beyni sulandırırken uyku açar. kahveden bile daha kafeinsel etki yapar.
bu sendromu bilgisayaı kapatıp, kitap okuyarak aşabiliriz. panik yapmayın.

uyuyamıyorum abi sendromu ise şu şekildedir.

perşembe saat 23:55
arkadaş sana geliyorum der. buyur edilir. konuşulur, uzun zamandır görüşmemiş olmaktan ötürü bir kuble "sensiz neler yaptım" çalınır. akabinde yea hadi bir film izleyelim denir.
the burning plain konur. arkadaş hafif sıza sıza izler sen pür dikkat izlersin. film kapağında eşşek kadar yazan, 21 gram, babil paramparça aşklar ve köpekler yönetmeninden yazısının yarattığı beklentiyi tan olarak karşılamadan biter. arkadaşa kalk git yatağa yat denir. arkadaş kalkıp yatağa gider iken saate bakılır 3 buçuk 4 e meyletmektedir. daha evvelden alınmış bir tavsiye hatırlanır,
"biri yanında uyursa sen de uyursun"

ve bu büyülü sesin önerisine kulak verilir. günlerdir 2-3 saatle uyku faslını kapatan biri olaraktan önce diş fırçalanır ve sonra yatağa hadi bakalım rastgele diyerekten uzanılır.

arkadaşın mışıltıları duyulur.
sağa dönüşür.
arkadaşın mışıltıları devam eder.
sola dönülür.
olamayacaktır böyle.
tavana bakılır.
hiç olmayacaktır. kalkılıp salona gidilir ve kitap okunur.
kitap biter. saat 6 buçuğa veda etmektedir.

tekrar önce sağ, sonra sol sonra tavan üçlemesi başlar. su içme ihtiyacı duyulur. gidilir su içilir tekrar yatağa dönülür.
sağ sol tavan ayini tekrarlanır. bu sefer çiş gelir, gidip ihtiyaç görülür. bu sırada saatler 07:17'i göstermektedir. kafa yastığa gömülür ve nice zaman sonra kişi dalar.

cuma saat 9:03
telefon çalar.
uyanılır. cevaplanır. ve akabinde tekrar uyunamaz. arayana küfretmemek içten değildir.
bir kitap seçilip salona yolculuk başlar.
arkadaş ise hala uyuyordur.
ara sıra kitabı kapatıp kıskançlıkla yanına gidilir. nasıl uyuyor lan. diye iç geçirilir. sinirden tepesinde çekirdek çitlenir. derken saat 1 edilir. 1 de arkadaş hayata gözlerini açar. esner falan.

cuma saat 23:00

ankaradan gelen bir arkadaş ile taksimde buluşulur. önce j'ador da sıcak çikolata içilir. oranın kapanması ile bir bara gidilip bir şeyler içilir. ordan çıkıp cihangirde sabahlayalım o zaman fikri ortaya atılır ve uygulamaya konur. sabah edilir. etraf aydınlanmaya başlar, en sevilen sabahınki olan gökyüzü mavisi aranır. bulunamaz. o mavi ankarada kalmış demek. neyse sorun değil.

cumartesi saat: 5:30

balıklı bir çayhanede çay içilir. güne merhaba denir. tramway çalışana kadar beklenir. bu sırada cihangirden karaköye yürünür. ordan ver elini çapa. eve gelinir. fıldır fıldır dönen gözleri görmeyip esneye arkadaşa içten bir sövülür. "ben yatıyorum yea alarm kuralım ben 2 de uyanayım" der. ağlamaklı bir halde "gerek yok ben uyanık olurum ühüüü" denir. arkadaş uyur, kitaba devam edilir.

cumartesi saat 11:28

abla uyanır. salonda kardeşi görür. kaçta geldin dün akşam der. bu sabah geldim diyip gülümsenir. uyamadın mı der. gözler usulcanak yere kıvrılır sanki bir utancı örtüyormuşcasına.

o arkadaşına gidecektir. ona kıyafet seçilir. saçı yapılır.

cumartesi saat 12:45

abla evden çıkar. arkadaşa sinir olma hat safhadadır. hala uyumaktadır. en iyisi ben duş alayım diyip duşa girilir.

cumartesi saat 13:40

kıskançlıkla eöa yeter artık diyip arkadaşa saat 2 diyerekten uyandırılır. bu sırada ankaradan gelen kimseler ortaköydedir. oraya gidilecektir.

cumartesi saat 15:00

kabataşta sarıyer otobüsü beklenmektedir. ortaköye gider iken çırağanı geçince bir iç geçmesi yaşanır. ortaköyde yandaki teyzenin uyarısı ile inilir.

cumartesi saat 17:05

ortaköyden beşiktaşa yürünür.
sahilde oturmak üsküdara geçmek kabataşa dönmek ve taksime gitmek gibi etkinlikler gerçekleşir.

pazar saat 01:45
çalan şarkı it's my lifeTır baba aradığında da telefnda bu şarkı çaldığından hafif bir uç buçuk atılır, sonra dans etmeye devam edilir.

pazar saat 02:45
alihandro çalmamış olmasının verdiği derin hüzün ile undostres diyerek ricky martine koşulur.

pazar saat 03:00
mekan terkedilir. meydana yürünür.

pazar saat 03:30
dolmuşa binilr.

pazar saat 03:55
dolmuştan inilir.

pazar saat 04:03
eve gelinir.

pazar saat 04:11
diş fırçalanır ve yatılır.

pazar saat 11:06
çalan şarkı it's my life'tır. arayan babadır.
günaydın.

pazartesi saat 03:07
kırmızı adlı yazar bu satırları yazmaktadır.

2 yorum:

divadeiwob dedi ki...

çok normal ya, ben 1,5 sene uyuyamadım. hayat devam ediyor ama uyusan da uyumasan da, alışıyor insan, sonra da uyku geri geliyor.

kırmızı dedi ki...

aslında kitap okuyabildiğim sürece pek sorun etmiyorum. bir de gün içinde algı düşmesi olmasa her şey daha güzel devam edebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...