1 Ağustos 2012 Çarşamba

birleşik krallıkta bir cevelan.

brighton eye
1 aydır burdayım ve artık deneyimlerimi aktarmak istiyorum. öncelikli amacım google "brightonda ne bok yenir?", "ingilterede ne yapılır" brighton da hayat" gibi cümleleri aratanlara bir nebze yarar sağlamak. aslında burda öğrendiğim maddi çakallıklara bolca yer vereceğim. yediğim kazıklar size de girmesin diye bir ön bilgilendirme yapıp ama heyecanını kaçırmamak adını fazla spoilera yer vermeyeceğim.

şimdi brightona gelecekseniz gatwich havaalanına inmeniz yararınıza olur. ordan hemen trenle yarım saatte brighton tren istasyonunda olursunuz. ancak kalacağınız yer hove da ise hove station daha mantıklı olabilir. yani gelsinler beni havaalanından alsınlar gibi bir saçmalığa girmeyin.
ingilterede hava nasıldır?
ıslaktır. aşırı soğuk diyemem ama istanbul sonbaharını biraz daha yağmurlaştırın (yaklaşık hergün) işte ingiltere havası oldu size. aynı gün içinde dört mevsim geyiğini türkiyede yapanın ağzına vururum demek isteyeceksiniz zira 5 dakika yağmur 5 dakika güneşli bir hava hakim. bu sebeple kıyafetlerinizi tşort üstü hırka üstü yağmurluk şeklinde ayarlamanız yararınıza olur.
yağmur yağdığında panik yapmayın. hiç durmayan yağmur çok ekstrem bir şey. genelde bir kuytuya geçip 10 dakika beklerseniz ya da bir dükkanda bir şeylere bakıyor taklidi yaparsanız çıktığında dinmiş olduğunu göreceksiniz. güneş gördüğünüz anda işi gücü bırakın ve sahile koşun. çünkü bir daha öyle güzel hava bulamayabilirsiniz. zaten burda biraz güneş açınca herkes soyunuyor. otobüslerde bikinili insanlar görmeye başlıyorsunuz.

ulaşım konusunda brightonda o aylık bilet alınacak başka yolu yok maalesef. epey pahalı aslında ama başka yolu yok. gerçi küçücük şehir mesafeler de çok uzak değil. şemsiyeyle yürüme seven biriyseniz otobüse binmeden her şeyi halledebilirsiniz.
ingiltere pahalı memleket. tek ucuz şey clublardaki alkol sanırım. o da belli günlerde belli clublarda. 1£da viski kola içebiliyorsun 1.25£da vodka redbul. ama sana tavsiyen jögerbombs denemen. türkiyeye döner dönmez bunu mekanlarda yayıcam. böyle bir içecek olamaz. muazzam. clublarda fiyatlar ucuz ama kalite pek yok. açıkcası istanbul gece hayatını tercih ederim. ama ingiliz barları çok eğlenceli. özellikle irishpublar favorim. bira publarda biraz pahalı. ilginç bir şekilde vodka nın 2£ olduğu yerde bira 4£ olabiliyor.

poundland'den şemsiye alayım deme. sana tavsiyem paşa paşa şemsiyeni türkiyeden getir. zira burda güzel şemsiyeler pahalı ucuza aldığım şensiyeler 3 günlük. herkesin ucuz ucuz diye bayıldığı primark çılgınlığına kapılma. tamam ingiltere standartlarında aşırı ucuz ama çok da kaliteli değil.
yeme içme. işte bu konu çok karışık. tamamen neyle ne kadar doyduğuna göre değişir. ama ortalama 5£ ve aşağısına karnınızı doyuruyorsanız iyidir. tescodan sandviç işine girebilirsiniz. fiyatları 1.75-3£ arasında değişiyor. keyfinize göre bulmanız olası. italyan restoranlarından itinayla kaçının hem pahalı hem porisyonları epey küçük. türk restoranları ise biraz kuşkulu. evet porsiyonları çok bol. ama utku bir süre take away bir türk pizzacıda takıldı adam kendi dükkanında yapılan pizzayı yemiyormuş öyle diyeyim.

londraya gidiş. okul turlarına londra için pek kulak asmayın derim. 3-4 kişi oldunuz mu adam başı 8£ vererek gidiş dönüş ve londradaki bütün underground sistemini kullanabileceğiniz kartın sahibi oluyorsunuz. rehbere falan gerek yok bir adet harita ile istediğiniz her yere gidebilirsiniz. londrada ulaşım ağı mükemmel. her yerden her yere çok kısa sürede gidiliyor.
ilk londraya gidişimizde biz sadece yürüyerek keşfedebildiğimiz yerleri keşfedip sadece romantizm yaşadık. ikinci gidişimizde ise rotamız şöyleydi:
victoria->notting hill(notting hill'e cumartesi gitmenizi öneririm zira güzel bir pazarı var festival gibi. ayrıca çok mükemmel bir deniz ürünleri tabağı yedik. tadı hala damağımda. 5£ bir kap içerisinde alabildiğine okyanus lokumu kalamar ve diğer deniz ürünlerinden koyuyorlar epey tok da tutuyor hani. tavsiye ederim)->baker street (sherlock holmes'un evini gezmece, bu konuda bilet kesmiyorlar içerden bir broşur gibi bir şey alıyorsunuz ve onu gösteriyorsunuz. çıkan birinden o broşürü alırsanız ücret ödemeden girebilirsiniz.) ->regent park->oxford-> olimpiyat stadı->london tower (buranın yakınlarında themes nehrinde tur yapılıyor güzel bir tur. katılmanızı tavsiye ederim. ücretini bilmiyorum zira biz bir turist gurubunun arasına kaynayıp kaçak girmiştik)->westminister->londoneye->big ben->buckingham palace->victoria.

hyde parka gidecek zamanımız olmadı ama bir kez daha londra seferi yapalım diyoruz parkları da o zaman gezeceğiz.
bu arada londrada bütün undergroundu günlük kullanma bileti 7£. ve çok enteresan bir şekilde o biletle brighton'a dönüşteki turnikede açılıyor. bu yararlı bilgiyi biz kullanmadık ama belki sizin işinize yarar. ayrıca londrada bisiklet kiralamakta epey ucuz ve güzel bir sistemi var. şehrin her yerinde o bisiklet kirama veri var. 1£a günlük kiralayabiliyor ve istediğin istasyonda bırakabiliyorsun.
londrada ne yenir bilmiyorum ama big benin ordaki tescodan şarap alıp gece bigben altında şarap içmek pek bir keyifli.


evet sanırım şimdilik bu kadar. aklıma geldikçe ekleyeceğim. iskoçya macerasında görüşmek üzere.

not: bu içerik zaman içerisinde daha fazla fotoğraf ile zenginleştirilecektir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...