28 Ocak 2013 Pazartesi

istinat duvarı, hayatımızdaki yeri ve önemi

önce bir çatırtı duyuldu. ya etraf çok sessizdi ya da bu çatırdı epey gürültülüydü. sıcak borcamı soğuk ve ıslak tezgaha koydun mu sen hiç? koymadıysan işim zor. bu çatlama onun bir kaç beden büyüğüydü ama başka türlü nasıl tarif edilir güç...

"ben seni dinlemedim,
sen beni anlamadın."

buzullarım kalbini denedin mi sen hiç? buzullar sen tam stetoskopun ayaklarını kulağına ucunu buzula dokundurduğun an kırıldı mı?
en olmadı sıcak bir yaz günü kolaya buzluktan taze çıkmış buzu atmışsındır.
tutturuyorum bu sesi tanımlamak için çünkü sonrası yok.
sonra toz, duman, yıkıntı.
sonrası büyük bir gürültü.
sonrası pis. sonrası korku.

"gitmiyor,
gitmiyor,
gitmiyor,
gitmiyor,
git.."miyor"

hemencecik gürültü daha da arttı. polis itfaiye ambulans. hepsi bulunup geldi bütün sirenleriyle.
işleri güçleri yok muydu? daha başka sirenli ne vardı? başkası varsa ve unuttuysam affola ama kesin o da ordaymıştır. sirenden göz gözü görmüyordu. e dumanında etkisi vardı elbet.
sonra durdular. hiç birinin ilgi alanına girmiyordu. ölenyaralanankatilmaktülsuçluhırsızyangın yoktu. bir çöküntü vardı ama kurtarılacak kimsede yoktu. istinat duvarı çokmüştü. istinat duvarı yıkılmıştı. belediyeden birileri gelsindi de ne yapılacaksa yapılsındı. hemen aynı gecenin ana haber bültenlerine yetişsin diye haberciler koştu geldi. bir fasıl onların gürültüleri, ne oldular ne bittiler devle bize yardım etsinler..

akşam ajansta aşırı yağışlar nedeniyle yıkılan istinat duvarı vatandaşları mağdur etti.

"kurnaz oyunların,
çıkma bu yolların,
al senin olsun."

sonra gitti herkes. yavaş yavaş kaymaya başladığımı hissettim. yada duvarın tuttuğu bütün yer başıma yıkılıyordu. zaten bir çarpışma olduğunda kimin hangi yönde hareket etmiş olduğu mühim değil ki. bir ayrılma olduğunda yol yollar olduğunda yönün ne önemi vardı ki?
aslında en önce o duvarın yerinde esen soğuğu hissettim. sol yanım baştan aşağı ürperdi. sonra gözlarim kapandı. bu sefer herkesin hemencecik bilebileceği bir gümbütü koptu.

herşey tuzla buz oldu.
gökten toprak ve cam parçaları yağdı.
kumdan kaleleri dalga ham yapmış gibi oldu.
ertesi gün haberciler yine bildiriyordu.
istinat ve istirahat duvarının çökmesi ile birlikte yakınlardaki  i.a. dün gece büyük bir gümbürtüyle yıkıldı. şu an eskiciler ve çingeneler tarafından yağma ediliyor. dün ana baba yeri olan bu bölgede bugün herhangi bir görevli yok. i.a. kaderine terk edilmiş gözüküyor.


3. sayfalarda arıyorum bazen ismimi, göremeyince rahatlıyorum. sonra bazen uzanıp sağ ayak baş parmağıma bakıyorum. herhangi bir isim bağlı mı diye.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...