15 Mart 2011 Salı

sana sarı laleler aldım çiçek pazarından yazısı.

laleleri bilir misin sen küçüğüm?
susuz bırakırsın boyunlarını bükerler sonra vazo bulup buluşturup suya koydun mu dirilirler adeta. inanamıyor insan değil mi ay yüzlüm?
göremiyorsun bir de o anı. saatlerce gözlerimi diktim baktım. bi türlü o hareketi yakalayamadım. zaten yelkovanı da hareket ederken yakalayamazdım ben.
nasıl bir anda ilerliyor o öyle. o tık anını neden göremiyorum ben hiç. değişim anlarını hiç göremedim ben. hep gittikten sonra farkettim. giderken farketsem belki... yok hiç sanmıyorum dürüst olalım.

konu karıştı lalelerden açmıştık değil mi? sana sarı laleler aldım çiçek pazarından.
teşekür ederim aşkuş ama bak onlar lale. onlar diriliyor onlar canlanıyor. bilmem kaç derecede bambaşka renk açan laleler var uyuduğum biyoloji dersinden kalmış aklımda. rengi aynı kalıyordu da yaprağı mı kıvrık oluyordu.
öyle mi olayım. öyle değişken mi olayım?
bir şeyi beklerken her şeyiyle düşün çocuk suratlım.
kötü örnek örnek değildir deme. bir şeyin iyi yanlarını alamazsın hiç bir zaman üzüm gözlüm. onun o iyi yanlarını inşaa eden nelerdir sanıyorsun sen gül dudaklım.
hem bak ne dicem. sarı lale ayrılık be nar tanem. ne yaptın sen? sen bir şeye başka anlamlar yüklesen de her şey tdk da yazıldığı gibi aslında.

"-gerçekten çiçek pazarından mı?
-gerçekten.."


12 çocuğumuz olsun. olsun mu?
bugün "evlilik birlikte bir apartman yapmaktır" lafı ilişti kulağıma muhtemelen mühendisti bunu diyen. imzada temel atılıyormuş her çocuk bir kat. ahahah
zemin artı 12.
çok yüksek değil mi?
temeli sağlam atarsak. ahhaha.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...