19 Mart 2011 Cumartesi

sana sarı laleler aldım çiçek pazarından yazısı.2

ay yüzlüm yine ben.
bak ne oldu bugün.
bugün. bugün çok boktandı be zeytin gözlüm.
bugün yapılması planlanan çok iş vardı ama yağmurun sesi her şeyi bozdu. perdeyi aralayıp dışarı bakmadım bile. kimsesizliğe terk ettim bugün her yeri.
koltuğumdan hiç kalkmadım.
sanki böyle yaparak mirandayı daha iyi anlayacak mışım gibi oldu.
ben ne zaman birini çok iyi anlasam ölüyor be nar tanem. ne yapacağız bunu?
sigara bile içmedim bugün. ne tuhaf. mutfağa gidip su içmek ve sonra onu tuvalete iade etmek dışında hiç bir şey yapmadım.

Sabah.

sabah uzun süre tavana baktım. malum. odamda değlim artık. salon tavanı pek bi ilginç geldi ondan. ezbere bilmediğim noktalar.. ezbere bilmediğim haritalar. işte tam o sırada bir şey oldu.
patır patır..
masaya bakıyorum.
vazoda laleler..
yapraklar düşüyor.


ölüyor gözümün önünde. sen bunu hayatta anlamazdın değil mi beyaz ellim. neden neden der kafayı yerdin belki. suyu var sıcaklık iyi neden vazgeçti yapraklarından?

halbuki solmuş eğilmiş başını toparlayıp asilliğine kavuşunca nasıl da sevinmiştik. iyi şeyleri sorgulamadan kabul etmek bizim hamurumuzda var değil mi çapkın bakışlım?

ayakta ölmek ağaçlara mahsus değilmiş demek bak. lalelerde ayakta ölüyormuş. hikmetçiğim olsa idi HA-HA! derdi burda değil mi? sen de der misin?
üzüldüm be selvi boylum. o yaprakların öylece düştüğünü görüp de hiç bir şey yapamadığıma üzüldüm. tuhaf oluyor insan. bir de tahmin edebileceğin gibi yapraksız o sap pek bir şeye benzemiyor. ama sönük yapraklar inadına, inadına canlı. sanırsın birazdan tekrar canlanacak ve yaprakları en baştan çıkacak.
bir rahatlamış sanki yapraklar dökülünce. içimde neler saklıyordum ben de siz hep bana perde oldunuz der gibi. demiyordur ama değil mi? bu benim kendi iç hesapçılığım. o da farkındadır değil mi solmuş bile olsa yaprakları olmadan bi bok olamayacağının?


içimden daha yapraklarını dökmemişleri toplayıp camdan atmak geldi. vazgeçişler beni ziyadesiyle üzüyor. onu görmemektense ölsünler daha iyi.
güzel ölmek lazım helva yüreklim. çirkin ölmek bir tuhaf. tükenmişlik var. halbuki ben hep en güzel yerinde bırakma yanlısıyım.
tadı kalsın.
yarım kalsın.
sen
in
yar
ın
ben
im
yar
ım.


sarı laleler alma bana bundan sonra. değişecek şeyler alma iğde kokulu sevdiğim.

iğde demişken bu şehrin neresi iğde kokar?

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...