19 Şubat 2011 Cumartesi

Kars Günlükleri-2

dün epey heyecanlı bir gece idi. yanımda sürekli sayıklayan, sayıklamadığı zaman hırlayan bir abla ile sabahı sabah ettik. ateşler içinde yandı yandı kavruldu yavrucağız.
sabahtan çıkmadık odadan. huzursuzluğun kitabıyla kendimi kurcaladım biraz.
iyi geliyor. tavsiye ederim. öğleden sonra piste gittik.
aman yarabbi! o kar ayakkabıları dünyanın en iğrenç şeyleri olabilir. yaklaşık olarak 45678 kere ayağıma kramp girdi. bir iki kayıp pes ettim. ben çıkarana kadar annemler yok oldu. etrada bakınırken ben "küçük hanım babanızı mı kaybettiniz?" sorusu geldi bana.
6 yaşıma döndüm bir anda. reel de ağlayarak annemleri anons ettirdiğim zamanlar. tuhaf şey. yok burlardadırlar herhalde dedim. şu tarafa gittiler sanıyorum dedi adam. gülümseyip teşekkür ettim. elinden tutup götürülcek yaşı geçtim demek. annemleri buldum sonra. çay içiyorlardı. oturdum onlarla. sonra fotoğraf çektim. nasıl çıkıyolar bilmiyorum. bu konuda marlisten azar mı işiticem yoksa aferim mi alıcam bunu ankaralı günler göstericek.
bu her tarafın bembeyaz olma işi beni geriyor ara ara.
beyaz bana ölümü çağırıştırıyor. ben de mi bir arıza var acaba?
bir de her yerde kargalar var. sanki ölmeni bekliyorlarmış gibi.

neyse akşam yemeğinden sonra ablamı hastaneye götürdüm. doktor sanki küçük bir çocuğun doktorculuk oynayışı gibi muayene etti. kendimi tutamadım güldüm. barışı öyle hayal ettim. evet tam öyle bir doktor olucak büyüyünce. gerçi daha çok zaman var onun büyümesine.
büyümek demişken.
büyüsene çocuk!

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...