4 Nisan 2011 Pazartesi

ne istersin?

bu soruyu kimse bana bu kadar içten sormamış olabilir.
aslında sen bu soruyu içten soracak son kişisin, çünkü ne istediğimi zaten en başından beri biliyorsun.
enginar, sarma, mantar, ıspanaklı börek
ve tabiki sayılması hiç gerek olmayan browni.
bir nefeste yapılıveriyor bunlar.
3 günlüğüne gelmiştin oysa, dikilecek bir şeyler var mı diyorsun.
halbuki bana dikiş dikmeyi epey önce öğretmiştin.
giderken son anda hırkanın söküğünü de dikiyorsun.
acele acele dolaptaki yemeklerin yerlerini söylüyorsun. atılmasın yiyin emi diyorsun.
benim gözlerim doluyor. yutkunuyorum ama.
sarılıyoruz. bol bol kokluyorum seni.
insan en çok ayrılık anında özlüyor. bilimsel bir gerçek bu.

hiç bir zaman kimse senin kadar içten soru sormadı.
ve işin en tuhafı bütün cevapları sen zaten her zaman biliyordun.

2 yorum:

beenmaya dedi ki...

ne tuhaf oysa bizler bilmeyenlerden bekleriz ya genelde bu soruyu/soruları...

p.s: mektup güvercin ağzında, yolda...

kırmızı dedi ki...

pek emin olmamakla birlikte (henüz hipotez) insan ilgilendiği insana içten soru sorabilir ve ilgilenmek, bir insana gerçekten bakmak sonucunda usulca cevaplar ortaya çıkıyor aslında dile düşmeden. dillenen sorular ise belki bir teyit, ya da belki sadece duymak isteme..


güvercini heyecanla bekliyorum:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...