11 Ocak 2011 Salı

müphem.

tamam.

hiç bi zaman akıl sağlığım yüzde yüz yerindeydi demeyeceğim.
ama bu ara ekstra bi şey olmuş olabilir.
giyinip süslenip püslenip adeta küçük bir aysel gürel edasıyala (rahmet istedi heral de canım benim o zaman kendisinin kendi tanımına yer vermek istiyorum şu minicik blog yazısında:

İki ayrı Aysel Gürel var. Biri perukasını takar, makyajını yapıp delimtrak hareketlerle ilgi çeker ve lafı patlatır. Sabah kalktığında kapıyı çekip Amerika’ya gidebilecek bir Aysel. Bağımsız, özgür bir kadın. Diğeri de öğretmen kimliğinde, kültürlü; bunu çekinmeden söylüyorum,çünkü kültür Türkiye’de tamamen dibe vurdu. Alfabeyi okuyana, internetin başına oturup yazan çizene ne kültürlü diyorlar. Kültür sonsuza kadar okumaktan geçer. burda bana mı laf sokuyorsun sevgili ayselciğim? yo yo biz birbizimizi biliriz değil mi? evet canım ben de seni. evet onu da bunu da tamamladığımıza göre parantezi kapatıp devam edebiliriz. nerde kalmıştık? hıh evet aysel gürel edasıyla..) sokağa çıkıyorum. ne var bunda değil mi? herkes süslenip püslenip sokağa çıkabilir. hatta çıkmıyorsa depresyondur gibi fetvalar vakti zamanında bir çoklarınca verilmiştir muhtemelen. ama bu başka canım benim. bu başka gözümün nuru insan hiç gazete alma topuklu ayakkabıyla gider mi?
tabi bu insanın ben olduğumu göz önünde bulunduralım. karşıdakı bakkala gidip sigara alıp gelicem bir saat makyaj yapıyorum. mümkün mü böyle şey. ekmek almaya gideceksem saatlerce hangi şalı taksam ne giysem diye düşünüyorum.

saçlarıma özenmiyorum ama. saçlarım kendi cumhuriyetlerindeler. özerk artık onlar.
ipek'in üniter yapısı bozuldu.
ipek'in yapısı bozuldu.
hakikaten manyaklaşma eğilimi yaşıyor.
son 5 saniye,
6,
7,
ahhah.

tamam. sorum yok.

hem zaten aslında kırmızı ruj sürdüm mü dünyanın en güzel kadını oldum sanıyorum.
aslına bakarsanız kırmızı ruj sürüp böyle hissetmeyen yoktur bence.


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...