25 Ekim 2010 Pazartesi

karanlık

fazla aydınlık.
sevmiyorum bu kadar aydınlık.
güneş olmazsa ısınamıyorum belki ama istiklalde hep güneşsiz taraftan yürürüm. güneş gözümü alır asabi olurum.
ama şu saniye bahsettiğim ışık zaten güneş değil.
şehir ışıkları.
fazla aydınlık bak. her yer açık. her yerin ışıkları son ses.
sevmiyorum kapatalım.
karanlık olsun her yer. gece dediğin öyle olur.
sen ben ve sigaranın yanan ucu. tek ışık kaynağı bu olmalı.

balkona çıktık mı karanlık olmalı mesela.
balkona çıkalım şu saniye.
sen duvara yaslan ben demire oturayım.
düşeceksin de. ama bunu herkesin dediği gibi deme. düşeceksin ve ben düşmüş insan görmeyi sevmem der gibi deme. düşersen yaşayamam der gibi de. düşersen arkandan atlarım der gibi. ya da düşmem kalmam umrunda değilmiş de sadece yanına çağırmak istiyormuşsun gibi..
korkma düşmem diyeyim sana. henüz düşmem. sen ordasın karşımdaki duvardasın. bak tutunacak henüz bir şeylerim var. parmaklıklardan çok daha fazlası.
sen ben ve sigaralarımızın yanan ucu. bir de bulutarın arkasına saklanmış yarım yamalak bir ay. başka hiç ışık yok. dün gece anarşist bi grup gelip bütün ışıkları lambaları ışıklı tabelaları indirmiş. biz karanlıktayız.
karanlıkta susuyoruz. karanlıkta susmak dert değildir. bütün kelimeleri karanlık almış götürmüş der insan. ve buna inanır. birbirimizin karanlıktaki siluetlerine bakıyoruz. sigaralarımız bitiyor. bütün karanlık.
sonra biz zippo sesi.
ateş.
yeni sigaralar. yakmak için yaklaşıyorsun. seni çeksem ve atlasak aşağı bu karanlık gecede?
hayır henüz değil. henüz sen karşımdasın.
henüz kilometrelerce uzaklıkda da olsan karşımdasın.
sen ben ve ikimiz için yaktığım kaçak sigaraların yanan uçları.
güzeliz bu gece ellerim üşüyor. hava soğuyor bak.
ay nerde?
ay da gitmiş. büsbütün karanlık.
vazgeçmek için güzel bir gece. parmaklıkların soğuğunu bırakmak için..
ama hayır henüz erken..
henüz karşımdasın. yanıp sönen bir telefon ışığındasın.
bir cevapsız aramadasın.
açmamışım bak. açamamışım.
söyleyecek çok şey olduğunda hep susarım.
uzun bi süre sustuktan sonra konuşmak mantıksız gelir.
uzun süreli susmaların ardından söylenen söz hep tehlikelidir. zira sanki bütün susma boyunca o cümleyi/kelimeyi düşünmüşsün sanırlar.
ama sen öyle sanmazsın değil mi mesela?
şuan "özledim" desem sana. bunu aylardır düşündüğümü sanmazsın. aylardır susuyor muyuz yoksa? o kadar oldu mu? en son ne zaman? hayır açmayalım bu konuları. ensonnezamanlara girersek üzülürüm. ensonçokzamanöncedir belki. bakmayalım hiç tarihe. bu geceye bakalım.
sen ben ve soğuk parmaklıklar. soğuk ama sıkıca tutunuyorum hala..
sen hala ordasın.

zippo sesi.
ateş.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...